Etkinlik Hakkında
Vincenzo Milletari şef
Camille Thomas viyolonsel
Program
Giuseppe Verdi “Luisa Miller” Üvertürü
Camille Saint-Saens Viyolonsel Konçertosu No.1 La minör Op.33
Ludwig van Beethoven Senfoni No 7 La Majör Op.92
Program Notları
Verdi, Luisa Miller Uvertürü
Guiseppe Verdi, 9 Ekim 1823’de, İtalya’nın kuzeyinde bulunan Busseto şehrine yakın bir köyde dünyaya gelmiştir. Özellikle yazdığı Opera eserleri ile tanınmış, 19. Yüzyıl İtalyan Operasının en önemli isimlerinden biri olmuştur. Müzisyen bir aileden gelmemesine rağmen, müzik eğitimine ailesi tarafından büyük önem verilmiş, küçük yaşlardan itibaren kilisede org eğitimi almıştır. Milano konservatuvarında eğitim almak istemiş ancak piyano tekniği zayıf bulunduğu için reddedilmiştir. Bunun üzerine Milano’da bulunan, dünyanın en ünlü opera binalarından La Scala’nın şefi Vincente Lavigna ile çalışmaya başlamıştır. Aldığı özel derslerin ardından kısa bir süre Busseto’ya dönmüş, şehir orkestrasının şefliğini yürütmüştür. Bu görevi sürdürürken bestelediği ilk Operası Oberto, Milano’da temsil edilmiş ve başarı yakalamıştır. 1841’de bestelediği Nabucco, La Scala’da sahnelenmiş ve Verdi’ye gerçek bir şöhret kazandırmıştır. Rigoletto, Aida, Otello gibi meşhur örnekler ile birlikte hayatı boyunca toplam 28 Opera eseri besteleyen Verdi, 21 Ocak 1901'de, Milano’da hayatını kaybetmiştir.
1849 yılında bestelediği 3 bölümlü Opera eseri Luisa Miller, Alman yazar Friedrich von Schiller’in, Kabale und Liebe (Entrika ve Aşk) isimli oyunundan uyarlanmıştır. 1848 yılında Avusturyalılar tarafından Milano’nun ele geçirilmesi ve ardından yaşanan isyanlar, Opera eserlerine katı bir sansür politikasının uygulanmasını beraberinde getirmişti. Bu yüzden Verdi de erken dönem eserlerinin aksine toplumsal değil daha kişisel konularda eserler vermeye başlamıştır. Luisa Miller Operasında da İlk defa soyluları değil, halktan insanları anlatmıştır. Eser, İtalyan Operasında gerçekçilik akımının öncüsü olmuştur. Hikâyesi 17. yüzyılın başında Tirol’de geçmektedir ve tıpkı Schiller’in eserine attığı başlıktaki gibi aşk ve entrika temaları işlenmektedir.
Verdi, orkestrayı; oyunculara eşlik eden bir araç yerine, güçlü anlatımın bir aracı haline getirdiği eserde, özel bir uvertür yazmıştır. Uvertür, yaylıların sakin ama hızlı girişiyle başlar. Ardından tüm orkestra güçlü ve hızlı bir şekilde temayı duyurur. Klarinet melodiyi devralır ve orkestra eşlik konumuna geçer. Daha sonra orkestra ve tahta üflemeliler sırayla temayı çeşitlendirir. Tüm orkestra tam gücüyle eseri sonlandırır. Eserin seslendiriliş süresi yaklaşık 5 dakikadır.
Ömer KARAKÜÇÜK
Camille Saint-Saëns (1835-1921)
Viyolonsel Konçertosu No. 1, Op. 33, La minör
Fransız müziğinin Mozart’ı kabul edilen Camille Saint-Saëns, iki buçuk yaşında okumayı öğrenmesi, üç yaşında notaları tanıması ve yedi yaşında cebir problemleri çözmesi nedeniyle “harika çocuk” olarak anılmıştır. Çocuk yaşlarında piyano çalmaya başlayıp henüz 11 yaşındayken Mozart ve Beethoven’ın konçertolarını seslendirmesi, Berlioz’un dikkatini çekmiş ve 1848’de, henüz 13 yaşındayken Paris Konservatuvarı’na kabule edilmiştir. 1853’te ilk senfonisini tamamlayan ve aynı yıl eseri seslendirilen besteci, astronomiye de oldukça fazla merak duymuştur. Kariyeri boyunca senfoniler, senfonik şiirler, konçertolar besteleyen sanatçının en bilindik eserlerinden biri de Hayvanlar Karnavalı (Le Carnaval des animaux) süitidir.
Bestecinin ilk viyolonsel konçertosu olan Op. 33 Viyolonsel Konçertosu, 1872’de bestelenmiştir. Saint-Saëns, bu eseri Fransız lüthiye ve çellist Auguste Tolbecque için yazmıştır. İlk seslendirmesi 19 Ocak 1873’te Pars Konservatuvarı’nda Tolbecque solistiliğinde gerçekleştirilen eser, bestecinin Fransız müzik kurumu tarafından kabul edilmesinin bir nişanı kabul edilmiştir. Çin asıllı Amerikalı viyolonsel virtüözü Yo Yo Ma’nın “Beş Büyük Viyolonsel Konçertosu” albümünde Dvořák, Elgar, Haydn ve Schumann’ın konçertoları ile beraber Saint-Saëns’ın konçertosu da yer almaktadır.
Geleneksel konçertolar, üç bölümden oluşurken Saint-Saëns’ın viyolonsel konçertosu tek bir bölüm üzerine kurulmuş, bölümün içinde üç farklı dinamik inşa edilmiştir. Bütün konçerto boyunca, döngüsel bir tema geçişi benimsenmiştir ve bu döngüsellikte Liszt esintileri görülebilir.
Konçerto yine geleneksel alışkanlıkların aksine, orkestra tarafından duyurulan tema ile değil, tek ve kısa bir akorla başlar. Eser süresince karşımıza çıkan üç temel hız buyurgusundan ilki olan Allegro non troppo Allegro non troppo (hızlı ve canlı ama çok da değil), bu akorla başladıktan sonra tema, viyolonsel tarafından duyurulduktan sonra orkestra ve solist arasında soru-cevaplar şeklinde geliştirilir. İkinci hız terimi olan Allegretto con moto (orta hızlı, canlı ve hareketli) ise, bir cadenza içeren kısa bir menüet formuna sahiptir. Üçüncü kesit olan Tempo primo (ilk tempoda) ise, giriş temasının tekrar duyurulmasıyla başlar. Burada iki yeni tema duyurulduktan sonra solo viyolonsel, açılış temasını tekrar duyurur ve özgün yeni bir fikir duyurarak eseri noktalar. Ortalama seslendirme süresi 19 dakikadır.
Murat HALİLOĞLU
Ludwig Van Beethoven
Senfoni No. 7, Op. 92, La Majör
Mozart ve Haydn’ın Klasik Dönem’inden, romentik döneme geçişi bütün hayatıyla simgeleyen Ludwig Van Beethoven, klasik stilde eserler verdiği ve 1802’ye kadar kabul edilen ilk döneminden sonra, 1812’ye kadarki döneminde Mozart ve Haydn’ın stilinin dışına çıkarak yavaş yavaş kendi stilinin temellerini atmaya başlamıştır. Aynı zamanda duyma yetisini yavaş yavaş kaybetmeye başladığı bu dönemden sonra, 1812’den ölümüne kadar kendi stilinde ve klasik geleneklerin dışında eserler vermiştir.
Beethoven’ın 1811-1812 yıllarında tamamladığı 7. Senfoni’si, orta döneminden olgun dönemine geçiş eseri niteliğindedir. Beethoven stilinin kendini yavaş yavaş göstermeye başladığı bir eser olan 7. Senfoni, Avusturyalı bir asilzade ve sanat hamisi olan Kont Moritz von Fries’e ithaf edilmiştir.
Eserin ilk seslendirmesi, bestecinin şefliğinde, 8 Aralık 1813’te Viyana’da gerçekleştirilmiştir. Konser programında ayrıca Beethoven’ın İngilizlerin Napolyon’a karşı kazandığı zafere ithafen yazılan Wellington’ın Zaferi (Wellingtons Sieg) adlı ve Op.91 numaralı eseri de seslendirilmiştir.
Eserin ilk bölümü olan Poco sostenuto (biraz tuta tuta), La Majör tonunda ağır bir girişle başlayarak önce Do Majör’e, sonra da Fa Majör’e modüle olur. Buradaki modülasyonlarda bestecinin amacı, sadece armonik ve tonal zenginlik sağlamak değil, tonlar arası geçişlerin keskin oluşuyla birlikte klasik dönemin tonal anlayışını değiştirmektir. İlk bölümün Vivace (hızlı ve canlı) kesitinde ise noktalı notalar ve 6/8 tempoyla bir dans havası yaratılır.
İkinci bölüm olan Allegretto (orta hızlı, canlı), senfoninin en ağır bölümüdür ve tek başına da sıklıkla çalınan bir bölümdür. Dünya prömiyerinde de seyirciler tarafından çok beğenilen ve tekrar edilmesi istenen bölüm, Haydn’ın orkestrasyon stiline dayanan bir bakışla yazılmıştır. Yaylılar tarafından duyurulan bir ostinato (tekrarlayan kısa motif) ile başlayan bölüm, melodinin ikinci kemanlara geçmesiyle duyulan ikinci bir motifle çeşitlenir. Barok stile dayanan fugato tekniğiyle renklendirilen armoni, minörden majöre geçer ve sona erer.
Üç bölümden oluşan ve A-B-A şeklinde yazılmış olan Presto (oynak, kıvrak), klasik stilin asine iki kere tekrar edilmesiyle bir rondo (A-B-A-B-A) halini alır. Bu değişim Beethoven’ın 4. Senfoni’si ve 8. Senfoni’sinde de yer almaktadır. Aynı zamanda bu bölüm, Beethoven ile birlikte senfonilerde gelenek haline gelen scherzo (neşeli) bölümü niteliğindedir.
Son bölüm olan Allegretto con brio (hızlı, canlı ve içtenlikte), seri ve dansa benzer bir havaya sahiptir. Beethoven tarafından kullanılan aşırı gürlük işaretleri (fff) bu bölümde de kendini gösterir. Bölüm, ısrarlı bir bas yürüyüşü eşliğinde gelişen bir coda ile sona erer. Eserin seslendirme süresi tempo seçimi ve tekrarların yapılıp yapılmadığına göre 33-45 dakika arasında değişmektedir.
Murat Haliloğlu
Etkinlik Kuralları
•6 yaş ve altı etkinliğe alınmamaktadır. 6 yaş üzeri bilete tabidir.
• Konsere geç gelen izleyiciler alkış arasında içeri alınacaktır. Geç kalan izleyiciler, önceden yerine oturmuş izleyicileri rahatsız etmeyecek ve salon düzenini bozmayacak şekilde uygun koltuklara yönlendirilecektir.
• Misafirlerin belirtilen oturma düzenine uyması zorunludur. Etkinlik boyunca yer değişikliği yapılamaz!
• Konser salonları, CSO mağaza ve CSO1826 Sergi Alanı’na yiyecek veya içecekle girmek yasaktır.
• Konser çıkışlarında yoğunluk yaşanmaması için aracınıza binmeden önce otopark ücretlerini ödeme noktalarından ödeyebilirsiniz.
• Konser salonuna giriş yapıldıktan sonra, zorunlu haller dışında, konser salonundan çıkış yapılamamaktadır. Zorunlu çıkış yapan dinleyicilerimiz görevli personelin yönlendirmesiyle alkış arasında salona girebilecektir.
Bilgi : CSO Ada Ankara’daki otopark ve salon girişlerinde yaşanan yoğunluktan etkilenmemeniz adına konser ve/veya etkinlik öncesi alana erken gelmenizi önemle rica ederiz.